İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile AK Parti’nin İBB Başkan Adayı Murat Kurum arasında yeni bir polemik başladı. Kurum, İstanbul’da 650 bin konut için dönüşüm vaadinde bulundu. Bu vaatle ilgili İmamoğlu’ndan da dikkat çeken bir yorum geldi.
‘OLMAMASI GEREKEN…’
İmamoğlu, Kurum’un vaadiyle ilgili şu ifadeleri kullandı;
“Sayın Bakan tabii büyük bir şok içerisinde. Her gün yeni bir çevre trajedisiyle karşı karşıya ve yarattığı problemler ve sebep olduğu birtakım sorunlu haller, insanları mutsuz ettiği projeler, birçok konunun yarattığı travmayla Ekrem İmamoğlu’na nasıl bir söz söylese de, o sözün şokuyla beraber bir fayda sağlasam çabası içerisinde. Sayın Bakanı yakinen de tanırım. Bu tarz sözler edebilecek bir usul, üslubu da yoktur ama her seçimde karşımıza bu tarz yeni bir kimliğe bürünmüş kişilikler de görüyorum. Bence bu heyecana kapılmamasını yeterlilik içerisinde İstanbul’a dair işlerini anlatmasını tavsiye ederim. Zira 650 bin konut vesaire gibi asla yapılamayacak, asla olamayacak ve olmaması gereken yaptığı açıklamalarla yani Ekrem İmamoğlu ve ekibinin ortaya koyduğu başarılı süreci nasıl geride bırakırım diyerek tarihe en kötü vaatler dizilişi olarak çıkacak süreçleri tarifliyor. Tabii benim için kötü bir şey değil bu yaptıkları ama yine de üzülüyorum. Keşke daha nitelikli, daha kaliteli bir kampanya yürütebilse. Biz de bir şeyler alabilsek zira benim açıkladığım her proje İstanbul için ortaya koyduğumuz her bakış açısı tekrar ifade edeyim. Onlar sahiplenebilirler, allandıra ballandıra anlatabilirler. Çünkü biz zaten İstanbul için alındıra ballandıra anlatılacak projeler yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Bu bakış açısına kendisini tavsiyeyle davet ediyorum.”
‘ŞAŞIRMADIM’
AK Parti İBB Başkan Adayı Murat Kurum ise İmamoğlu’nun bu sözlerine şöyle yanıt verdi;
“İstanbul’da 600 bini acil dönüşmesi gereken 1.5 milyon riskli konut varken, mevcut İBB Başkanı’nın 650 bin konut dönüşüm vaadimizi “OLMAMASI GEREKEN” bir proje olarak görmesine şaşırmadım. Sürekli bahane üreten, kentsel dönüşüm projelerine dava açan bir anlayışın kabiliyetlerinin, İstanbul için vizyonlarının bizim projelerimizi kavrayabilecek düzeyde olmasını beklemiyorum. Hep söylüyoruz: Bu konu siyaset üstüdür. İstanbul’un deprem gerçeğine karşı kaybedecek 1 saniyesi dahi yoktur.
Halkımızın gönlü ferah olsun. Milletimizin meselelerini dert etmeyenlerden, bunları siyasi malzeme yapanlardan 31 Mart’ta kurtulacağız. 1 Nisan, İstanbul’un geleceğine endişesiz ve güvenle bakmak isteyenler için yeni bir gün olacak.”