Kamuoyunda “yüksek karlı gizli fon” adıyla bilinen, 2’si tutuklu 7 sanığın yargılandığı dolandırıcılık davasında sanıklar arasında yer alan Seçil Erzan, 4. kez hakim karşısına çıktı. Erzan’a milyonlarca dolar kaptıran Arda Turan, Emre Belözoğlu ve Fernando Muslera müşteki sıfatıyla dinlenirken, duruşmaya katılmayan Selçuk İnan, sonraki duruşmaya polis zoruyla getirilecek. İfadesinde Erzan’ın 1,5-2 aylık süreçte yüzde 35’lik kazanç teklif ettiğini dile getiren Muslera, “1,2 milyon dolara karşılık 700 bin dolar ödeme aldım.” dedi. Muslera’nın ardından ifade veren Belözoğlu ise toplamda 4 milyon 290 bin dolar parayı teslim ettiğini dile getirdi. Belözoğlu, “Fatih Terim fonunu ilk defa duydum. Biz tamamen bankadaki fona katılmıştık.” açıklamasında bulundu. Arda Turan ise Emre Belözoğlu’nun konuyla ilgili olarak kendisini aramasıyla dolandırıldığını anladığını, bu konularda saf olduğunu söyledi. Turan, “Seçil Erzan’ın etkin pişmanlıktan yararlansın mı?” sorusuna, “Ben paramı alırsam hiç yatmasın, beni ne ilgilendirir. Zaten zarardayım.” yanıtını verdi. Seçil Erzan ise savunmasında “Babamın kefen parasını bile aldılar.” dedi.
Gizli fon dolandırıcılığı davası bugün İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam ediyor.
Futbolcular ve iş insanlarını yaklaşık 26 milyon dolar dolandırmakla suçlanan eski bankacı Seçil Erzan 4. kez hakim karşısına çıktı.
HABERİN VİDEOSUNA GİT Yaklaşık 7,5 milyon dolar dolandırılan Arda Turan, 3 duruşmaya da katılmayan isimler arasındaydı.
Turan’la birlikte mazeret bildirip duruşmaya gelmeyen eski futbolcular Emre Belözoğlu, ve kaleci Fernando Muslera 4. duruşmada müşteki olarak dinlendi. Duruşmaya ilk gelen Fernando Muslera oldu. Muslera avukatı Rezan Epözdemir’le duruşmaya geldi.
YÜZDE 35’LİK KAZANÇ
Duruşmada tercüman aracılığıyla ifade veren Muslera, mahkeme başkanının “Para vermeye kim ikna etti?” sorusu üzerine “2011’de Seçil Erzan’ı tanıdım. Bankadan arayarak tekliflerde bulunuyorlardı, finans işiyle ilgili olanlar üst düzey yöneticiler arıyordu. Daha sonra Denizbank’ın fon hesabıyla ilgilenen Seçil Erzan beni aramaya başladı.” dedi ve Erzan’ın 1,5-2 aylık sürede yüzde 35’lik kazanç teklif ettiğini dile getirdi. “Bu Denizbank tarafından yapılan teklifti. Seçil Erzan aradı, ‘Mehmet Aydoğdu ve Hakan Ateş fon dairesinin başında olan kişiler’ dedi. Bunun üzerine Florya Şubesinden 700 bin dolar paramı çektim.” diye ifadesine devam eden Muslera, “Çektikten sonra Musa Mert Çetin’e verdim. Musa Mert, bu parayı Denizbank’ın Levent Şubesi’nde Seçil Erzan’a ofisinde teslim etti. Seçil’in aramasıyla Ziraat Bankası’ndan 500 bin dolar alıp Musa Mert’e verdim. Bu parayı da Musa Mert, Erzan’a Denizbank’ın kapısından verdi. Seçil Erzan paranın geri ödeneceğine dair yazılı bir belge verdi. Bana 1.2 milyonluk yatırımın karşılığında 700 bin dolar geri verildi. Ana param üzerinde herhangi bir kazancım olmadı.” dedi.
Mahkeme Başkanı, “Seçil, İspanyolca bilmiyordu, Seçil ile kendisi arasında kim aracılık yaptı?” sorusuna Muslera, “Musa Bey benim arkadaşımdır, güvendiğim birisidir. O yüzden bağlantıyı o sağlıyordu.” dedi.
“SADECE SEÇİL ARACI OLDU”
“Seçil, dışında kendisini para yatırmaya ikna etmeye çalışan olmuş mu?” sorusuna da Muslera, “Hayır. Sadece Seçil Erzan aracı oldu.” diye cevap verdi.
“Bu konuyla ilgili para kazanıldığına şahit olmuş mu?” sorusuna “Başka kimseyle konuşmadım.” diye Muslera, yatırım yaptıktan sonra bazı ünlü kişilerin de fonda paralarının olduğunu söyleyerek Erzan’ın kendisini rahatlatmaya çalıştığını ifade etti ve şikayetçi olduğunu dile getirdi. Mahkeme başkanının “Para aldığında 700 bin dolar, herhangi bir belge aldın mı?” sorusuna “Hayır” diye yanıt veren Muslera, bir avukatın, “Ana paradan 700 bin doların geri alınmasında Musa Mert Çetin’in rolü olmuş mu?” sorusuna ise şu cevabı verdi:
“O olmasaydı parayı da geri alamazdık, Musa Bey’e teşekkür ediyorum.”
ŞUBEDEN PARA ÇEKİLDİ Mİ?
“Şubeye gidip bizzat para çekme işlemi olmuş mu?” sorusuna ise Muslera, “Gittim fakat herhangi bir işlem gerçekleşmedim.” dedi.
“Seçil’i tanımadığını söylemişti. Ona mı güvenerek para verdi?” sorusuna, “Seçil’i tanımıyordum, bankanın büyük bir banka oluşuna güvendim. Seçil’in de müdür olmasına güvendim. Musa Mert’e paramı transfer etmesi için güvendim.” diye yanı veren ünlü futbolcu, “Bazı şeylerin yolunda gitmediğini anlayınca en azından sadece ana paramı kurtarmaya çalıştım. Sadece paramı vermezlerse bankanın üst düzey yönetimine gideceğim dedim.” şeklinde ifade verdi.
Muslera ifadesinin ardından salondan ayrıldı. Muslera’nın ardından Emre Belözoğlu ifade verdi.
4 milyon 290 bin doları parça parça banka ve elden teslim ettiğini dile getiren Belözoğlu, kuzeni Volkan Bahçekapılı’nın ise kendisine yardımcı olduğunu ifade etti.
Erzan’ın kendisine parayı vermeden önce telefonla ulaşarak fonla alakalı bilgilendirme yaptığını dile getiren Belözoğlu, “Fonu Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu’nun yönettiğini, yüksek faiz getirisi olduğunu söyledi. Bana daha fazla olursa daha çok kar olacağını söylemişti. Arkadaşlarımdan aldığım borca binaen paralar vardı. Ne kadar verirsek o kadar kazanacağımı söyledi.” dedi. Bir kere yüz yüze görüştüklerini de sözlerine ekleyen Belözoğlu, “Paraların tamamını teslim ettikten sonra bankaya gidip görüştüm. Seçil’e ulaşamayınca bana verilen kağıtlarla bankaya gittim. Seçil’in odasına gittim çalışanlar ve müfettişler geldi. 4 milyon 290 bin dolar para verdim. Hiç para almadım. Şikayetçiyim.” diye konuştu.
Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu’ya ulaşıp ulaşmadığı sorulan Belözoğlu, “İstediğim herkese ulaşabilirim ama ulaşmadım.” dedi.
Soru üzerine Belözoğlu, “Bankaya Fatih Terim ile gitmemizin sebebi bize hamilik yapması içindi. Fatih Terim fonunu ilk defa duydum. Biz tamamen bankadaki fona katılmıştık.” açıklamasında bulundu. Duruşmada ifade veren üçüncü isim Arda Turan oldu. Turan, Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na kardeşi Okan Turan’la birlikte geldi.
Şikayetçi olarak ifade veren Arda Turan, hem sinirli hem de üzgün olduğunu söyledi. Seçil Erzan’ın Ekim 2022’de kendisini arayarak mevduat getirmesini istediğini söyleyen Turan, “Hayatım boyunca faiz almadığımı söyledim. Kendisi de fondan bahsetti. Bunun faiz olmadığını, fon olduğunu söyleyerek beni ikna etti. Nefsime yenik düşerek kabul ettim.” dedi.
Erzan’ın yüksek kar verdiğini etraftan duyduğunu söyleyen Turan, bunun kendisine söylenmediğini belirterek, “Fırsat olduğunda 10 milyon dolar getirirsem faydalanabileceğimi söyledi. Taşınmazlarımı satarak faydalanabileceğimi söyledim. Ocak ayına kadar söz verdiğim tarihlerle borçlarla, taşınmaz satarak 13 milyon 900 bin dolar verdim. 6 milyon 400 bin doları istediğim zaman getirdi. Parayı verdiğimde bana Denizbank imzalı kağıt da verdi. Şubeye gittiğimde de bana ekranlarını gösterdi.” diye konuştu.
Geriye 7,5 milyon doları kaldığını belirten Arda Turan, “33 milyonluk krediyi 3 saatte aldı. Kendini banka starlardan gösterdi. Bu paraları neden elden veriyoruz diye sorduğumda, ‘Ardacığım bu fon bankanın hazinesinde oluyor’ dedi. Paramı istediğimde annesinin hasta olduğunu söyledi. Ben de geçmiş olsun dedim.” ifadelerini kullandı. Paraları kardeşi ve şoförü aracılığıyla gönderdiğini anlatan Arda Turan, “Denizbank’ın şubesine, Levent’in göbeğinde evraklarla para verdim. Tamamıyla Denizbank’a güvenerek bu paraları verdim. Hakan Ateş ile Mehmet Aydoğdu’yu suçlamayarak ama Denizbank bundan sorumludur. Denizbank, şube müdürüne sahip çıkmalıydı, Seçil Erzan’a değil.” dedi.
Sanık tarafına dönerek Seçil Erzan’ı hiç tehdit etmediğini belirten Turan, “Şartları zorlamasına rağmen hakaret etmemeye çalıştım. 7.5 milyon dolar kaybettim ama hakaret etmedim. Para verme konusunda ikna etti. Bankaya gittiğimde ekrandan gösteriyordu. Amacım, banka paramı yönetsindi. Ben Hakan Ateş’e de Mehmet Aydoğdu’ya da ulaşabilirdim. Ama tüm işlemlerimi Seçil Erzan yapıyordu, sonuna kadar güveniyordum.” şeklinde konuştu. Mahkeme başkanı Arda Turan’a “Bunun dolandırıcılık olduğunu ne zaman anladınız?” diye sordu.
Turan bu soruya şöyle yanıt verdi:
“Emre ağabey arayınca anladım. Bu konularda safım, saf olmasam bu kadar parayı verir miyim? Hep ısrarla sormuştum ‘Seçilciğim riski yok değil mi’ diye. Şube müdürüne güvenerek yaptım bu işi. Tüm işlemleri telefonla konuşarak yapardık. Paraları ben teslim etmedim. Bana ödediği paradan krediyi kapadım. Maalesef şikayetçiyim.” Arda Turan, “Seçil Erzan’ın etkin pişmanlıktan yararlansın mı?” sorusuna ise, “Ben bu hukuk sözlerinden anlamıyorum. Ben paramı alırsam hiç yatmasın, beni ne ilgilendirir. Zaten zarardayım.” yanıtını verdi.
Turan’ın bu sözleri duruşma salonunda gülüşmelere neden oldu.
Duruşma sırasında bir avukat Turan’a, “Seçil Erzan fonun başında Hakan Ateş demiş. Siz önceki ifadenizde tüm Denizbank yöneticilerinden ve Erzan’dan şikayetçi olduğunuzu söylemişsiniz.” şeklinde bir soru yöneltti.
Arda Turan bu soruyu, “Doğru. Bizde güven tesis eden bir banka o yüzden şikayetçiyim. Banka zorlu bir yerdir, trafik olur. Seçil hanım sen rahatsız olma derdi, anında yüksek kredi kartı gönderirdi. Bir banka müdürü olarak Seçil Erzan her şeyi sağladı. Bankanın bir banka müdürüne sahip çıkmamasını anlamıyorum.” diye yanıtladı.
“FATİH HOCA BÜYÜĞÜMÜZDÜR”
Olayın ortaya çıkmasının ardından bankaya neden Fatih Terim ile gittiği sorulan Turan, “Fatih hoca büyüğümüzdür, hamimizdir. Böyle bir durum olduğunda bu durumu konuşmak için onunla gittim, Hakan Ateş ile olan ilişkisinden ötürü” dedi.
Turan ifadesinin ardından adliyeden ayrıldı. İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada Arda Turan’ın kardeşi Okan Turan da tanık olarak dinlendi.
Okan Turan 5-6 kez Seçil Erzan’a para verdiğini söyledi.
Turan paraları bazen Erzan’a bazen de vezneye teslim ettiğini belirterek, “Bir defa gittiğimde de Asya Hanım sayım yaparken Seçil hanım da oradaydı. Yanımızda bankadan bir yetkili vardı. Para sayımı bitince, parayı o yetkiliye teslim etti.” dedi. Mahkeme başkanının banka yetkilisinin duruşma salonunda olup olmadığını sorması üzerine Okan Turan, Ali Yörük’ü gösterdi.
Okan Turan ifadesinin devamında, şunları söyledi:
“Parayı teslim ettim ve Ali’nin parayı alıp gittiğini gördüm. 5-6 kere Seçil’e para teslim ettim. Seçili arayıp bankaya gel gelme şeklinde iletişimimiz oluyordu. Ben Seçil’e ne kadar para teslim ettiğimi bilmiyorum. Vezne bölümünde de para teslim ettim. Bazen evrak alıyordum ama belge gibi değil. Ali Yörük ile Seçil Erzan’ın hiç konuştuğunu görmedim.”
ERZAN’IN AVUKATLARINDAN OKAN TURAN’A SORU
Okan Turan, Seçil Erzan’ın avukatının “Ben Okan’a para ödemesi yaptım mı?” sorusu üzerine, “Seçil Erzan’dan para teslim aldım. Kaç kere teslim aldım hatırlamıyorum.” cevabını verdi. Duruşmada savunma yapan Seçil Erzan, kimden ne kadar para alındığını, ne kadar para verildiğini tek tek anlattı. Sonrasında savunmasında, “Ben o gün ölmeyi beceremedim. Bana o zaman milyar dolar yaz deselerdi de yazacak durumdaydım. Kapıda bekleyen 10 tane tefeciye para vermek zorunda kalıyordum. Semih Kaya 4 milyon 275 bin dolar fazla aldı benden. Semih Kaya bana ‘Seçil Erzan kim ki bana ev alacak, benim ona ihtiyacım olacak?’ demişti. Ben kimsem neden 2 defa benim odamdan muhasebecisi gelip çuval çuval paralarla çıkıyor? Bana ‘milli piyango bileti alıp büyük ikramiyeyi kazandın, şimdi bunu vermiyor musun’ dediler. Ben bir çözüm noktasıyım ve şube müdürüyüm. Bir hata yapmışım. İnsanlar, beni borç batağına sürükledi. Benden para istediklerinde dediklerini itiraz etmeden yapıyordum çünkü türlü türlü şantajlarla karşılaşıyordum. Bana ‘bankayı da bu işin içine katacağız’ diyorlardı. Bir açık var, farkındayım, ilerliyor ve toparlanmasını bekliyordum. Hep vakit kazanmaya çalışıyordum” dedi.”ARDA TURAN 10 MİLYON 736 GETİRİP 7 MİLYON 920 GERİ ALDI”Arda Turan’ın beyanlarına karşı söz alan Erzan, “Arda Turan bana toplam 10 milyon 736 getirip 7 milyon 920 geri aldı. 2 milyon 816 bin alacağı kaldı. Bunun dışında benim hatırlamadığım rakamlar varsa konuşuruz. Arda çıkarsın getirsin bakalım, yok öyle bir şey aklımı oynatacağım yok” diye konuştu.FATİH TERİM İLE İLGİLİ KONUŞTUBir şube müdürünün paraya dokunamayacağını, hatta kasaya girmesinin bile yasak olduğunu belirten Erzan, “Ben ciddi borç batağına girmiştim. Ödeme yapıyorlardı onunla diğerini kapatıyordum. Bana tefecilerin parasını getiriyorlarmış bunu bilmiyordum. En büyük korkum işten atılmaktı. Saydığım tüm isimlerin hesap hareketlerinin 2023 Nisan ayına kadar tek tek çıkarılmasını istiyorum. Bu arada Fatih Terim ile ilgili bir şeyler söylemediğim konuşuluyor. Hoca bir dönem özel bankacılıkta zarar etmişti, bankayı değiştirmek de istiyordu. Bana 300 bin dolar elden teslim etti ve ‘ne istersen yap, sen yaparsın, değerlendir bu parayı’ dedi. Sonra da 1 milyon dolar verdi. Özellikle 2022 Ocak ayından itibaren 2023 Nisan ayına kadar yatırılan tüm tutarları, bu zaman aralığındaki tüm parayı Fatih Terim’e ben verdim” şeklinde konuştu.”HOCA EKSİDE OLDUĞUNU BİLİYORDU”Özellikle Aralık ayından sonra Muslera ile başlayan ve devam eden süreçte her şeyin birbirine girdiğini belirten Erzan, “Arabam yolun ortasında durduruluyordu, bagajım açılıyordu ve paralar içinden alınıyordu. Ben hocaya şunu da söyledim, ‘hocam yüklü harcamalar yaptınız, mevduatlar aldınız, eksideyiz, lütfen bu konuda para getirmeniz gerekiyor’ diyordum. Hoca ekside olduğunu biliyordu, daha önceden fazla aldığı için, ilkinde getirisini az bulup fazla harcadığını biliyordu, bunun için 1 milyon doları da gönderdi. Yani 300 bin doları verdi ve ‘değerlendir’ dedi, beklediği kadarı olmadı ama her istediğimde bütün ödemeleri yaptı. 300 bin dolarla o an ne yaptığımı tam hatırlamıyorum, bir yatırım yapmadım. Muhtemelen bir kısmını değerlendirip diğer kısmını başkasına vermişimdir” diye konuştu. “BABAMIN KEFEN PARASINI BİLE ALDILAR”Erzan savunmasının devamında, “Ben kimsenin parasını alıp 30 kişiye isteyerek dağıtmadım. Şuna inanıyordum, insanlar bana yardımcı olur diyordum. İnsanlar kendi gelirlerini resmi olarak belgeleyebiliyorsa, giderlerini de yapabilir ama bunu yapamıyorlarsa bu aradaki kaynak bendim. Babamın kefen parasını bile aldılar. Mesela Semih Kaya, 10 Nisan’da bankaya gidiyor ama hiç para almadım diyor. Benden aldıklarını söylemeyip şu kadar alacağım var, şu kadar alacağım var diyor. Zaten herkes söylese fazla aldıkları parayı her şey açığa çıkacak. Şubeye teftiş gelmeliydi. Ben bankanın bildiğini düşünüyordum, bilmeliydi” dedi.”ÖTELENEN KREDİ HOCANIN KREDİSİYDİ”Önemli ve büyük bir müşterinin kredilerini şubeden ötelettirdiğini belirten Erzan, “Arka arkaya ötelettiriyorum, banka o dönem şubeye teftişe gelebilirdi. Yetki tamamen bendeydi, sonradan ‘nasıl böyle bir hayata düşmüşüz’ dediler” dedi. Kendisine bu kişinin kim olduğu sorulduğunda ise “Ötelenen kredi hocanın kredisiydi” diye yanıtladı.”BEN HOCAYA BİR FON KURACAKTIM, ÖYLE BİR PLANIM VARDI AMA KURULAMADI”Kimseye fon vadetmediğini ve fon olayının herkesin birbiriyle konuşmasıyla ortaya çıktığını belirten Erzan, “Fatih Terim fonu demedim, asla kabul etmiyorum. Bu Fatih Terim fonu kendilerinden çıkan bir şey oldu. Birkaç kişiye söylediğim oldu sadece zor dönemdeyken. Hatta ‘Fatih Terim fonzedeleri’ diye gruplar kurulmuş. Ben hocaya bir fon kuracaktım, öyle bir planım vardı ama kurulamadı. Hoca zaten parasının türediğini biliyordu” şeklinde konuştu.”BENİM ODAMA VALİZ VALİZ PARALAR GİRİP ÇIKIYOR BANKA BUNU BİLMELİYDİ”Savunmasına devam eden Erzan, “Bence banka benimle durum tespitine ilişkin yaptığı toplantıdan sonra bu parayı ödeme konusunda iyi niyetliydi fakat önüne gelen ‘aldım, almadım’ dedi. Sonuçta banka personelinin hatası, ödeme konusunda kanaatleri bence o yöndeydi. Bir şube müdürünün odasında, paraya dokunulması yasakken benim odama valiz valiz paralar girip çıkıyor. Banka bunu bilmeliydi” ifadelerini kullandı. Adliyeye gelmeyen Selçuk İnan sonraki duruşmaya polis zoruyla getirilecek. Erzan’ın da aralarında bulunduğu 7 sanık önceki duruşmalarda savunma yapmıştı.
Dolandırıldıklarını iddia eden 11 kişi de müşteki sıfatıyla mahkemeye ifade verdi. 3’üncü duruşmanın ardından Erzan’a ait cep telefonlarında yapılan bilirkişi incelemesine ilişkin 200 sayfalık rapor da dava dosyasına dahil edildi.
Erzan’la banka yetkilileri arasındaki yazışmaların da yer aldığı raporda Fatih Terim ve Arda Turan’ın kredileri hakkında konuşmaları dikkat çekmişti. Sanık Erzan’ın “özel belgede sahtecilik” ve “tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık” suçlarından 69 yıldan 226 yıla kadar hapsi istenen ana iddianamenin ardından hazırlanan yeni iddianameyle Erzan hakkında istenen hapis cezası da yükseldi. Erzan’ın, 77 yıldan 252 yıla kadar hapsinin talep edildiği iddianamede, sanıklar Ali Yörük, Kerem Can, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Atilla Yörük ve Asiye Öztürk’ün ise aynı suçlardan 3 yıl ile 85 yıl arasında hapisle cezalandırılması isteniyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Seçil Erzan’ın, bir bankanın Levent’teki şubesinde müdür olarak çalıştığı ve müşteki Bülent Çeviker’den kişisel güven ilişkisine dayalı 2 milyon dolar alarak yüksek kar vaadiyle yeniden kendisine iade edeceğini bildirdiği kaydediliyor. İddianamede, müşteki Çeviker’e para karşılığında yazılı evrak verildiği, ancak daha sonra Çeviker’in Erzan’a ulaşmaya çalışsa da ulaşamadığı, durumu bankaya bildirdiği, banka tarafından araştırma yapıldığı, Erzan hakkında suç duyurusunda bulunulduğu ifade ediliyor. Sanık Erzan’ın bu yöntemle futbolcular, iş insanları ve çeşitli meslek gruplarından müştekilere, yüksek kar getirisi olan güvenilir bir fon bulunduğunu ve yine kamuoyunda tanınan Fatih Terim ve Hakan Ateş gibi isimlerin bu fona dahil olduğunu söyleyerek, müştekileri bu fona para yatırmaya ikna ettiği anlatılan iddianamede, gerçekte ise böyle bir fonun hiç olmadığının tespit edildiği belirtiliyor. İddianamede, Erzan’ın, müştekilerin verdiği paralara ilişkin sahte belgeler oluşturup, bu belgelere bankanın kaşesini ve ıslak imzasını atıp müştekilere teslim ettiği ve dolandırıcılık kastıyla hareket ettiği kaydediliyor.
Ziyaretçi Sayısı: 0