Dünya Bankası ile Türkiye arasında 2024-2028 dönemi için mali ve teknik iş birliğinin temelini oluşturan programda imzalar atıldı. Dünya Bankası bu çerçevede 18 milyar dolarlık ilave finansman desteği sağlayacak. Programın detaylarını paylaşan Dünya Bankası, Türkiye için hazırlanan program üç kilit kalkınma stratejisine (üretkenlik artışı, istihdam ve daha iyi kamu hizmet sunumu ve doğal afetlere karşı dirençlilik) odaklanacak.
WBG’den yapılan yazılı açıklamaya göre söz konusu İşbirliği Çerçevesi, 2024-2028 mali yıllarını kapsıyor. Ülkenin yüksek gelir statüsüne geçiş sürecini desteklemeyi amaçlayan CPF, şirketlerin daha yüksek katma değerli ve yüksek teknolojili faaliyetlere geçme yeteneklerini desteklemek için özel sektörün geliştirilmesini öngörüyor. İşbirliği Çerçevesi, Türkiye ile WBG kuruluşları (Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası, Uluslararası Finans Kurumu (IFC) ve Çok Taraflı Yatırım Garanti Ajansı (MIGA)) arasındaki güçlü ve giderek büyüyen işbirliğini yansıtıyor. WBG, kuruluşun üçüncü en büyük ülke programı olan 17 milyar dolar tutarındaki mevcut ülke portföyüne ilave olarak, çerçeve döneminde 18 milyar dolarlık kaynak sağlamayı hedefliyor.ODAK NOKTA YÜKSEK VE SÜRDÜRÜLEBİLİR ÜRETKENLİK ARTIŞI İşbirliği Çerçevesi kapsamında, iklim değişikliğine karşı dirençliliği ve gıda güvencesini güçlendirmek için iklime uyumlu tarımın teşvik edilmesinden Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023’teki depremlerden etkilenen bölgelerde ekonomik toparlanmanın desteklenmesine kadar çeşitli hedeflerle yüksek ve sürdürülebilir üretkenlik artışına odaklanılacak. İşbirliği Çerçevesi’nde, gelir ve diğer eşitsizlikleri ortadan kaldırılmasına, kadınlar, gençler ve kırılgan gruplar için işlerin iyileştirilmesi amacıyla kapsayıcı hizmetlere, istihdam ve doğal afetlere karşı dayanıklılığın güçlendirilmesine öncelik verilecek. DİJİTAL TEKNOLOJİ KULLANIMINI HIZLANDIRMAK İÇİN ÇALIŞMA YAPILACAK Ülke İşbirliği Çerçevesi, üretkenliğin artırılması ve kamu hizmet sunumunun iyileştirilmesi için hayati bir önem taşıyan dijitalleşmeyi hızlandırma ihtiyacına da işaret ediyor. WBG; dijital iş ekosisteminin iyileştirilmesi, depreme ve iklime dirençli kentsel planlamanın desteklenmesi, hibrit eğitim fırsatlarının yaygınlaştırılması dahil olmak üzere dijital teknoloji kullanımını hızlandırmak için birçok alanda çalışma yapacak. İşbirliği Çerçevesi, Türkiye’nin 12’nci Kalkınma Planı’nı esas alıyor. WBG, çerçevenin hazırlanması sürecinde aralarında hükümet, özel sektör, sivil toplum, düşünce kuruluşları, akademi ve diğer kalkınma ortaklarının da bulunduğu kilit paydaş gruplarla istişareler gerçekleştirdi. “TÜRKİYE, EKONOMİSİNİ KÜRESEL DEĞER ZİNCİRLERİNE ENTEGRE ETTİ” Açıklamada görüşlerine yer verilen Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Humberto Lopez, “Türkiye son 20 yıllık dönemde çok büyük bir ilerleme kaydederek halkının yaşam standartlarını önemli ölçüde iyileştirdi, modern bir altyapı geliştirdi ve ekonomisini küresel ekonomiye ve küresel değer zincirlerine entegre etti.” değerlendirmesinde bulundu. IFC Türkiye ve Orta Asya Direktörü Wiebke Schloemer de Türkiye’nin dinamik özel sektörü ve girişimcilik ruhunun, son yıllarda kaydedilen etkileyici büyümede kilit rol oynadığına işaret etti. MIGA Ekonomi ve Sürdürülebilirlik Direktör Vekili Moritz Nikolaus Nebe de Ajansın, Türkiye’nin dinamik özel sektörünü ve hükümetin sürdürülebilir altyapı girişimlerini desteklemede güvenilir bir ortak olduğuna dikkati çekti. BAKAN ŞİMŞEK DE KONUYU DEĞERLENDİRMİŞTİ Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de, yaptığı açıklamada, Dünya Bankası ile yürütülen güçlü işbirliği kapsamında gelecek beş yıllık döneme ilişkin mali işbirliği programının oluşturulduğunu belirtmişti. Şimşek, Ülke İşbirliği Çerçevesi kapsamında Dünya Bankasının üç yıl içinde Türkiye’ye sunacağı ilave 18 milyar dolarlık finansman paketine değinerek, “Söz konusu tutarın 6 milyar dolarının Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankasından (IBRD), 9 milyar dolarının IFC’den sağlanması bekleniyor. MIGA’nın ise kısa vadeli garantiler aracılığıyla 3 milyar doları harekete geçirmesiyle üç yıl içinde sağlanacak finansmanın yaklaşık üçte ikisinin özel sektörün geliştirilmesinde kullanılması öngörülüyor.” ifadelerini kullanmıştı.