Geçen yıl 6 Şubat’ta meydana gelen ve 11 ilde büyük yıkım yaratan Kahramanmaraş merkezli depremler dünyanın da gündemine yerleşmişti. Türkiye’de 53 binden fazla yurttaşın yaşamını yitirdiği 7.7 ve 7.6 şiddetindeki depremlerin birinci yılı için de dünya basınında çok sayıda haber yayınlandı.
Haberlerde çoğunlukla depremzede ailelerin hikayelerine yer verilirken kentlerdeki büyük yıkım da fotoğraf ve grafiklerle gözler önüne serildi.
Göz Atın
AFP’nin haberinde, depremlerin, antik kent Antakya’yı “fiilen haritadan sildiğine” işaret edilirken diğer bölgelerde ise adeta kağıttan yapılmış gibi devrilen apartman kulelerinin ardında, koca boşluklar kaldığı ifade edildi.
Haberde, hayatta kalmayı başaran ve travma sonrası stres bozukluğu yaşayan depremzedelerin, dondurucu soğukta, pijamalarıyla dışarıda kaldığını ve beton blokların enkazı altındaki yakınlarının kahredici feryatlarını dinlediği kaydedildi.
Depremzedelerin görüşlerinin de yer aldığı yazıda, halihazırda Antakya’daki konteyner kampta kalan 31 yaşındaki Çağla Demirel’in şu sözlerine yer verildi: “Hayat kıvılcımını yitirdi. Ne ziyaret edecek bir ailem, ne çalacak kapım, ne de gidecek güzel bir yerim var artık. Geriye hiçbir şey kalmadı.”
AFP ayrıca Kahramanmaraş merkezli depremlerin, komşu ülke Suriye’de de en az 4 bin 500 can kaybına yol açtıığını hatırlattı.
Haberde felaket, “Köprüler çöktü, yollar çatladı ve ülkenin geri kalanı şaşkınlık içinde uyanana kadar Türkiye’nin 11 ilinde milyonlarca hayat altüst oldu” ifadeleriyle özetlendi.
Türkiye’nin zaten depreme meyilli bir ülke olduğunu kaydeden The Guardian, depremden bir yıl sonra, çoğu konteyner kentlerde yaşayan yüz binlerce insanın yerinden edilmiş durumda olduğunu vurguladı.
Uzman görüşlerine yer verilen yazıda, dünyanın depreme en yatkın bölgelerinden birinde bu kadar çok binanın bir anda çökmesinin, “inşaatçıların açgözlülüğüne” işaret ettiği kaydedildi.
Depremin yıkıcı boyutunu sergileyen fotoğraflarda, felaketin yarattığı siyasi baskı ortamından ve kurtarma ekiplerinin çabalarından da bahsedildi.
Depremden etkilenen bölgelerde işsizliğin çok yaygın olduğu ve ailelerin neredeyse dörtte birinin yardımlara bağlı yaşadığı ifade edildi.
Yeniden inşa çalışmalarının, depremin yıktığı bölgelerde sürdüğünü yazan AP, depremzede Kırıcı ailesinin ise evinin “hafif hasarlı” olarak belirlendiği için ne konteyner evler ne de sübvansiyonlu konutlara erişebildiğini kaydetti.
Bu yüzden ikinci kışı, çadırlarının altına ve uyudukları döşeklere dolan yağmura maruz kalarak geçirdiklerini belirten ajans, aynı zamanda arada bir yaşanan artçı sarsıntıların da Türkiye’nin güneyini ve buradaki ailelerin “sinirlerini sarstığını” kaydetti.
Kentin her yanına dağılmış durumdaki 199 konteyner kentin yanı sıra, kış koşullarına rağmen yüzlerce kişinin yaşamını sürdürdürdüğü çadırların da hâlâ varlığını koruduğuna değinen Reuters, Antakyalı depremzede Gazaloğlu ailesinin hikayesine yer verdi.
“Depremden önce mutlu bir aileydik. Bir işim vardı” diyen baba Gazaloğlu’nun, enkazdan çıktıktan sonra geçirdiği ameliyatlar nedeniyle artık çalışamadığı belirtildi. Ailenin şu anda geçimini Kızılay’ın verdiği Esenkart ile sağladığı ifade edildi.
Depremde 12 yakınını kaybeden Özden Kar’ın ise diğer akrabaları ile birlikte Samandağ’da belediyenin karşısına kurdukları çadırlarda kaldığını, burada ısıtıcı bulunmadığını, hem kiraların yüksek olması hem de kızının binaya girmekten korkması nedeniyle bir eve çıkamadıklarını aktardığı yazıldı.
Ziyaretçi Sayısı: 0
0
Mutlu
0
Üzgün
0
Sinirli
0
Şaşırmış
0
Virüslü
Reklam Alanı