Rusya’nın başkenti Moskova’daki konser salonuna saldıran ve en az 133 kişinin ölümüne neden olan saldırıyı DAEŞ terör örgütünün Horasan yapılanması üstlendi. DAEŞ terör örgütünün Horasan yapılanması İstanbul Sarıyer’deki Santa Maria Kilisesi’ne 28 Ocak’ta düzenlenen saldırının arkasındaki grup olduğu biliniyor.
Terör örgütüne bağlı “DAEŞ’in Horasan yapılanması” ismi son aylarda gerçekleşen saldırılar sonrası sık gündeme gelmeye başladı. Türkiye kamuoyu da örgütün ismini en son 28 Ocak’ta İstanbul Sarıyer’deki kilise saldırısı sonrası duymuştu. 1 kişinin ölümüyle sonuçlanan Santa Maria Kilisesi saldırısının arkasında yine DAEŞ’in Horasan yapılanmasının olduğu ortaya çıkmıştı. İstanbul saldırısından yalnızca haftalar önceyse grup İran’ı kana bulamıştı. 4 Ocak 2024’te Kirman kentinde Kasım Süleymani’nin ölüm yıldönümü için toplanan binlerce kişi grubun hedefi olmuş, 10 dk arayla düzenlenen 2 ayrı intihar saldırısında 100’e yakın kişi hayatını kaybetmişti.Moskova’da en az 133 kişinin öldüğü saldırıyı da Horasan yapılanması üstlendi. Peki DAEŞ’in Horasan yapılanması neden artık daha fazla terör eylemi yapmaya başladı?Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nden Ortadoğu ve Terörizm uzmanı akademisyen Daniel Byman grubun saldırılarıyla Afganistan’ın ötesine geçerek saldırı alanını genişletmeye başladığını söylüyor. Byman, “Horasan yapılanmasının binlerce üyesi var. Daha önce genelde Afganistan’da, ancak nadiren terör saldırısı gerçekleştiren bir grup olarak biliniyordu. Ama sonra İran’da büyük bir saldırı düzenlediler. Yakın zaman önce Avrupalı istihbarat örgütlerinin bazı saldırılarını önlediği ortaya çıktı. Bu da terör örgütünün Horasan yapılanmasının artık bölgesel bir grup olmaktan çıkmaya başladığını gösteriyor. Daha önce de Pakistan ve Afganistan’dan öte hedeflerinin olduğunu söylüyorlardı ancak şimdi bu hedeflerine yönelik saldırıları da görmeye başladık.” değerlendirmesinde bulundu. DAEŞ’in Horasan yapılanmasının bünyesindeki teröristleri kaybetmeye başladıkça terör örgütlerinin en bilinen taktiklerinden birine başvurduğunu söyleyen Daniel Byman, “Akademik olarak terörizm çalışmalarında eylem yoluyla propaganda dediğimiz bir yöntem vardır. Terör örgütü düşmanı olarak gördüğüne saldırarak ona büyük kayıplar verdirir, böylelikle ismi daha popüler olur ve bu da bünyesine yeni teröristler katmasını kolaylaştırır. Horasan grubu da kendisini DAEŞ’in en aktif grubu olarak göstermeye ve saldırılarını propaganda malzemesi olarak kullanarak bundan avantaj sağlamaya çalışıyor.” dedi. Horasan yapılanması Taliban ve ABD’nin saldırıları sonrası büyük kayıplar verse de Washington yönetimi grubu hala süregelen bir tehdit olarak sınıflandırıyor. Geçtiğimiz hafta ABD Kongresi’nde konuşan ABD Merkez Kuvvetler Komutanı General Michael Erik Kurilla DAEŞ’in Horasan yapılanması tehdidine dikkat çekmişti.Kurilla “terör örgütü DAEŞ’in Horasan yapılanmasının yurt dışında ABD ve Batı çıkarlarına 6 ay içerisinde saldırı yapma kapasitesi ve niyetinin sürdüğünü söyleyerek, Afganistan’da “saldırı riskinin” arttığına işaret etmişti.
Ziyaretçi Sayısı: 0